Kırıkkanat Yaylası’nın eşsiz doğasında, mavi gökyüzü ile yemyeşil tepelerin buluştuğu yerde, Çelebi ailesi olarak 100 yılı aşkın bir süredir arıcılık geleneğimizi sürdürüyoruz. Dedemiz İhsan Çelebi’nin 1938 yılında başlattığı bu yolculuk, babası İdris Dedemiz’in temellerini attığı bilgi ve deneyimle şekillendi. Bu köklü gelenek, Hacı Behçet Çelebi’nin 1970 yılında modern arıcılık yöntemlerini devreye sokmasıyla yeni bir boyut kazandı. Nesiller boyunca özenle korunarak ve geliştirerek bugünlere ulaştık.
Zon Balı’nın sırrı, yaylamızın yükseklerinde yetişen nadir bitkilerin saf nektarlarında saklıdır. Doğanın mucizelerinden gelen bu bal, yalnızca lezzetiyle değil, aynı zamanda iyileştirici özellikleriyle de bilinmektedir. Söylentilere göre, bu balın büyülü gücü, gençlik ve sağlık getirir. Türkiye’nin dört bir yanında doğal ve katkısız bir ürün arayanlara Zon Balı’nı ulaştırmayı hedefledik. Bayburt’un tarihi atmosferi ve Van’ın eşsiz doğası, bu mirasın tanıtılmasında önemli duraklarımız oldu. Hacı Behçet Çelebi’nin öncülüğünde sürdürülen modern arıcılık yöntemleri sayesinde, doğadan aldığımız bu mucizevi ürünü en doğal haliyle sofralara taşıdık. Çelebi ailesi olarak doğaya duyduğumuz derin saygı ve ailemize ait bu mirasa bağlılığımızla, Zon Balı’nı sürdürülebilir yöntemlerle üretmeye ve doğal saflığını korumaya devam ediyoruz. Her damla Zon Balı, hem geçmişimizin bir parçasını hem de doğanın bize sunduğu mucizeleri temsil eder. 1938’den günümüze kadar süren bu eşsiz miras, bugün de aynı tutku ve özveriyle devam ediyor. Doğanın armağanlarını geleceğe taşımak için çalışmalarımızı sürdürmeye kararlıyız. Zon Balı, yalnızca bir bal değil; bir tarih, bir gelenek ve doğanın saflığının simgesidir.